December 18, 2011

1 Turk goes to New York with 3 Germans..

Daha blogu yazmadan fotograflara bakarken Temel fikralari geldi aklima.Hos ne zaman lazim olsalar gelmez ya..
Iste benim bu seferki New York gezim ayni bir fikra gibi gecti.


Amerikan kulturunden tamamen uzak 3 Alman ve Christmas alisverisine ve Times square eglencelerine kendini kaptirmak isteyen Ben..
Ben Mexican Restoranina gidelim dedim, onlar marketten bisiler alalim dediler..
Ben Shake Shack e gideliiiiim dedim, onlar kosebasindaki falafel den alalim dediler
Ben nooolur Gece klubune gidelim dedim, hmmmm onlar daha cok strip club i tercih etti sanirim :))


I spent my second New York tour with 3 German guys:) We left a real story to be told behind us.
I know it is difficult to have a girl in the group:). I wanted to go to different restaurants and they suggested to buy something from the supermarket. I wanted to eat at Shake Shack and they wanted a hot dog from the corner. I wanted to go to a club at night, and I guess they preferred a strip club :))




Hayatimin en ucuz otobus yolculugunu, Boston-New York hattinda arkadaki tuvalette yarim saatte bir ot ceken ve disari cikip sanki hicbir sey kokmamis gibi davranan zencilerle gecirdikten sonra kendimizi tam da New York un gobeginde 42/7 de buldukk.
Bu amerikalilarin herseyi bir garip. Neden bilmem once cadde sonra sokak sonra apartman numarasini soylerler, yol icin mil,uzunluk icin feet inch, hacmi oz yaparlar...Insan kendini iyice yabanci hissettsin diye heralde. 


It was the cheapest bus travel I ve ever made between Boston to New York. Although it was forbidden to smoke in the bus, a guy was smoking marijuana in the toilette at the back of the bus and then pretended that nothing happens, except that all the bus was smelling weed :))
The unit system of the Americans is very strange. I dont get why they write the avenue first then the street and the apt. #, or mile instead of km, feet ins. of cm..Just to be different and make you feel stranger in their country??


Cuma Aksaminda yapilabilecek en guzel seylerden biri olan Brooklyn Bridge i yurumeye karar verdik. Aslinda cok romantik olan bu yolu sevgilimle degil de doktora arkadaslarimla yurumek ilk basta aci verse de:) sonrasinda eglenerek de yapilabilecegine karar verdik..
New York sehrinin isiklarinin buyusune kapilmamak elde degil tabiki de,zaten su birikintisi olan her yerde manzara guzel oluyor sanirim. 


Walking the Brooklyn Bridge was one of the best ideas for friday evening. Actually it is very romantic to do that when you do it with your bf, but I still made it good with three German guys:) The view with all the city lights was amazing..




Fakat aklimiza gelmeden de edemedi,acaba bu isiklari sehrin manzarasi icin surekli acik birakmak zorundalar mi diye?? Bilen var mi acepp??Dusununce oldukca mantikli geliyor insana :)


During the whole tour,there was a question in our minds.... 
Do you think that the buildings have to keep their lights on at night for the view??Or is it just the city is alive 24/7???

December 16, 2011

Insider

Nerde kalmistik..?

Evet ben konferansa gitmistim Boston a. :)
Yorgun argin biten Pazarin ardindan baslayan konferans kosturmacasi bir kac gun gun isigi gormemi engellese de ilk firsatta tekrar kendimizi disari attik.
Top Ten Things To Do in Boston (Freedom Trail , Boston Common) inadina daha Insider bi aktivite olan Beantown Comedy Show a gitmeye karar verdik. Her ne kadar ilk yarim saat konusulan ingilizceyi anlamakla ugrassak da sonra kendimizi olayin icinde bulduk. Ilk cikan komedyenin
- Where are you from?
- From Turkey.
-Oh, so you are here for the Thanksgiving.
esprisi benim icin gecenin de sonu oldu zaten.
Fakat yine de oldukca eglenceli gecen 1.5 saat,eski bir binanin alt katinda amator komedyenlerden olusan bir show icin verdigimiz 15 dolarin agirligini biraz olsun hafifletti..Icilen meshur Samuel Adams (or Sam Adams) lager lerin de etkisi olmus olabilir tabi hic anlayamadigimiz Amerikan Ingilizcesine gulmemize.:)





Otele donerken tek aklimizda kalan belden asagi esprilerle, ertesi gun dinleyecegimiz sunumlarin kahkahalari birbirine karisti..Bir kez daha Amerika nin o buyusune,o her an bir suru sey yapabilme olanagina, bitmek tukenmek bilmeyen her seyi ilginc hale getirme enerjisine kapildimm...

December 14, 2011

Vol II, Part 1

Yine yazacak bir suru sey, anlatilacak bir cok hikaye ve buraya nasil sigdiracagim diye dusundugum onlarca fotograf.. 

En son bahar ayindaki Amerika gezimden sonra yasanabilecek en guzel yerlerin West Coast da oldugunu dusunuyordum taaa ki bu buyuleyici sehri gorene kadar. Evet belki bati kiyisi kadar sicak, sahillerle dolu degil ama enerjisi sizi icine cekiveriyor. 
Pazar gunu kendimi Boston sokaklarina ativerdim. New York un icinde kayboldugun yuksek binalarindan sonra burasi bana cok sicak geldi. Evet financial district her yerde, fakat Boston'un Amerika 'nin en eski sehirlerinden olmasindan dolayi olsa gerek, o eski Avrupa tarzi binalarin skyscanner larin arasinda kaybolmamaya calismalari sehre ayri bir guzellik katmis.


Sonbahar havasi soguklugunu tum sehirde hissettirirken insanin kendini Boston Common a atasi geliyor. Tum insanlar burda,patenciler, kosanlar,yuruyenler, buz pateni alaninda christmas agacinin altinda pazarin tadini cikaranlar,kuslar,sincaplar...



Trafikten uzak temiz havayi icime cekerken gozume carpan bu sincapcik, ve daha onlarcasi beni neselendirmeye yetti de artti bile. Bu korkak hayvanlarin bu kadar yakinima gelip bana poz vermesi komik degil mi:)


Ve Harvard University.. ODTU benim icin her seyiyle cok ozel evet ama,gordugum manzara yarim gun de olsa bana tarihin tozlu sayfalarinda gezme sansi verdi. Kampuse bayildim bayildimm.. Avrupa da kiler kadar eski olmasa da yapilar muhtesemdi. Kampus hayati nasil guzel bisey yaa,ben nasil ozledim onu.. Hep ogrencilerin yemek yedigi yerler, derslikler, spor salonu,otobus dolmus ogrenci..Bitti mi saniyorsunuz,hayir;turu tamamlamak uzereyken Harvard Book Store u buluyorum.Aman Tanrim Marie Curie olasi geliyor insanin burada :)


Kitapcinin alt katinda ikinci el kitaplari bulmak mumkun. Sizden de satin aliyorlar tekrar o kitaplari,cok guzel bir devinim var. Gezerken kimbilir oralrda hangi bilim adamlarinin dolasmis olabilecegini,kimbilir kurcalasaniz ne eski, onemli kitaplar bulabileceginizi dusunerek zaman geciveriyor zaten.

Tam kendimi bu hayallerden kurtardim sanip metroya atmisken, MIT duragi ve sonrasinda MIT binasiyla karsi karsiya kaliyoruz:) MIT binalari bir kampuste toplanmis olmasa da ana bir bina var. Zaten o da hepsine yeter sanirim..

Ben ooyle agzim bi karis acik orayi burayi gezerken coktan aksam olmus. MIT den cikinca sizi Charles Bridge ve Boston un nehre yansimis silueti karsiliyor ve otele gitme planlarinizi bir kac saat daha erteliyorsunuz tabiki de..Manzara o kadar guzeldi ki fotografla oynama bile yapamadim cok. Oyle oraciktaki banka oturdum, tadini cikardim:)




Bi de bana gulumsemek yakisiyor sanirsam :) 


December 11, 2011

Dunya kucuk

Sinir otesi bilimin sinirlari ne kadar ilerdedi bilinmez ama  ayni anda birden cok yerde olabilme istegi insanin cogu zaman aklinin ucundan gecmistir. 
Insanlarin yillar oncesinde gemilerde haftalarca yaptigi yolculuklari gun gelip saatlerle katedebileceklerini soylesek tekrar dunyaya gelebilmek icin cok sey verirlerdi sanirim.
Fen bilimleri egitimimin yaninda yaptigim muhendislik doktorasi ve gordugum mucizeler, muhendislere olan saygimi kat kat artiriyor. Hadi ozkutle agirlik kaybi filan koca gemileri suyun uzerinde yuzdurdunuzde, o koskocaaa ucaklari nasil gokyuzunde ucurmayi basardiniz be insanlar.. Scanner, faks makinesi ve bilimum mekanik aletlere UFO gormus koylu gibi bakan ben,kattiyen de anlamiyorum bu gokyuzunde kuslaar gibi suzulen ucaklari. 
Dusunmek icin en guzel yer bence ucak. Zaman kavraminin kayboldugu tek yer..Gozunun onunden gorduklerinin gectigi, gormeyi ozlediklerinin hayalini kurdugun o kocaman yer.. 
Dunya kucuk evet, artik insan 10 saatte bir kitadan digerine gidebiliyor. Gittikce de kuculuyor mesafeler. Yillarca sinirlarini ezberledigimiz ulkemden disari adimimi attigimda, aslinda hicbir seyin o kadar da uzak olmadigini farkediyorum. Ve daha da yaklasmak istiyorum bilinmeyen yerlere.

Ve orda, iste tam o en uzak noktada yine insanin aklina gelmeden edemiyor sevdikleri. Eger yaninda, o gordugun sisman amerikali zenci kadini taklit edecegin, aksam karanliginda nehire yansiyan sehri izleyecegin, sarilacagin, vergi haric satilan mallari surekli sikayet edecegin  (daha cok almana sebep oluyorlar ne diyebilirim ki), beraber kahvalti edecegin, yuksek binalarin icinde kaybolacagin, timsah besleyip, kopekbaliklariyla yuzecegin, gozlerine bakip kaybolacagin biri yoksa ne anladim ki..

Dunya kucucuk olsun ve ben sevdigimin yanina hemencecik gidebileyim...


November 24, 2011

USA trip VolI begins..

Evet, ilki inanilmadi ama giderken demistimm: Bekle beni Amerika daha seninle isim bitmedi :))
Onca yogunluguma kosturmacalarima degecek bir programa gidiyorum. Materials Research Society (MRS) Fall Conference Boston da olacagim bir hafta boyunca.. Sonra mi? Tabii oraya kadar gitmisken hemen donmek olmaz.
Yarida biraktigim NY gezisi vee kisin gunesin tadini cikaracagim Miami& Key West turu beni bekliyor olacakk...

Henuz hazilamamis oldugum bos valizimle basbasayim ve hala bitirmem gereken onlarca is var, fakat biliyorum her sey cok guzel olacakkk:)

Enjoy when I am not around.. I ll go to USA for two weeks to Boston, NY and Miami&Keywest. And yeahh, be jealous ;)
Cheers,
D.



November 13, 2011

cooking helps..






Onceleri hevesle yapiyordum haftasonu kahvaltilarini..
Sonra haftasonu calismaya basladikca onlari da ertelemeye basladim.


Onceleri aksamlari yemek yapmak bi eglenceydi;
Sonra sonra onlari tek basina yemek bitirmeye calismak bi iskence halini aldi..
Onceleri kekler borekler pastalar ogrenme hevesiyle un seker yag krema aldim;
Sonralari onlarin kac kalori ettigini hesaplaya hesaplaya dolabimdan uzaklastirmaya basladim :)


Onceleri kafam bozuk oldukca yeni bi yemek denedim (yeni dediysem, daha once yapmadigim; biber dolmasi mesela, ya da soslu makarna:))
Sonralariysa okuldan yorgun argin gelip onlarla ugrasmaktansa iki cirpida hazilanan salatalara gomuldum.


Onceleri noolcak disardan yerim ugrasmam dedim,ama sonra her gun hazir pizzaya 6 euro verme fikri de beni caydirdi bu dusunceden hemen..


Derlerdi de inanmazdim yemek yapmak insani stresten arindiriyor, can skntisini gideriyor,her seyi unutturuyor diye. Engin kimya bilgimi de birlestirince ne buyuk saheserler cikti kendi capimda :)


Ne olursa olsun, bu zamanda cok sey denedim, berbat ettim, basardim, tek basima,sevdiklerimle,eve zorla getirdigim misafirlerle yedimm. ama basardimmmm...
Artik 
Taneleri birbirine yapismayan pilav,


Acisini tuzlu suda almayi unutmadigim karniyarik,


Tuzunu koymayi unutmadigim dolma biber,


Salcasini baharatini  unutmadigim islim kebabi bile yapar oldum :)
Ve butun bunlari yillarca ` yaptigin bana ogrendigin kendine` sozlerine aldirmadigim annecigime yapamadan ogrendim.


Anneeeeee, oyle soyleyince olmuyormusss.Mecbur kalmak gerekiyormuss:)))
Herkes iyi haftalar......








October 08, 2011

isimdeyim gucumdeyim..

Islere, programlara,derslere,deneylere yetisemiyorum yine. Kendime ayiracagim haftasonlari geride kaldi bile coktan. Herkese, herseye yetisemem ki ben de canim. Beni gormek, duymak isteyen beni bulsun.. Ben? Isimdeyim, gucumdeyim....

September 18, 2011

Nedir yani?

Bu kadar cektigimiz iskenceye degecek bisey olsa bari yolun sonunda ufacik araliktan sizan isik..
Hem onun isik bile oldugundan habersiziz..
Eger bir yere ulasmak isteseydiniz, ama sonunda ne goreceginizi bilmediginiz (zaten yasadigimiz ne ki),
oraya ulasmak icin
- en kisa ama oldukca dik bir yokusu mu yoksa
-daha duz fakat uzuuun, kivrimlarla dolu ama raha rahat cikilacak bir yolu mu tercih ederdiniz???
Eger bu dik yokusun sonuna geldiginizde ulasmak istediginiz yer hic de hayal ettiginiz gibi degilse,akip giden zamandan baska nedir yani? Arkadaslarin,sevdiklerin, yapamadigin bi cok seyy..

Ya o engebesiz uzuuun yolda gitmeye karar verdikten sonra karsina cikanlar seni o amaca ulastirmaktan vazgecirirse ve sen o tepedekini asla goremezsen..?

Ben bir an once cikip gorup begendigim bir manzara degilse baska bir yol secerim diye dusumustum..

Ama ya o yolu bitirebilmek icin taviz verdigim seyler hayatta en mutlu oldugum insan,ailem ve arkadaslarimla gecirdigim zamansa..?
Hic de sevmem boyle dusunceli halleri fakat, bir soz okumustum o aklima geldi. `her tercih bir kaybedistir` diyordu. Evet bazen hayatta hepsine bir arada sahip olamiyorduk,ne aci..

 O hic cikilmaz denilen carkin icinden cikmak, her seye ragmen mutlu olmak yine o carkin icine kendini atan insanin elinde. Bazen kendini o hizla savurup disari atmak gerek....Sonunda ne olacagini dusunmedenn..



September 14, 2011

Ideas Worth Spreading..

TED..Technology, Entertainment and Design
This is a nonprofit organization which launched in 1984 to spread ideas. 
TED talks started to share what is going on around the world. But now, with TED conferences, blogs and communities it became even broader.
You can watch the talks,look at the speakers and involve in the TED community which is held by the members to ask and discuss ideas. It is really on a professional platform so that many professors from academia, people from industry or companies are involved in this organization.


You can find informative, inspiring and even funny talks on many things including science, economy, education and so on.
Here is a link of a long but intersting talk :) Love + Cheat
If you wanna see the others just one click to TED


There is also a TEDx action which is held for the local places that you can check if there is a TED activity where you live.
Believe me, you are gonna like it..
Cheers
D.

September 13, 2011

Neuschwanstein : )

Eger yolunuz Bavyera eyaletine duserse bu guzel masalsi kaleyi gormeden gitmeyin derim.. Evet Munih e birazcik uzak ama bi gununuzu buraya ayirdiginizda hic de pisman olmayacaksiniz. Sehre (kasabaya diyelim) adiminizi attiginizda o buyulu atmosfer hemmencecik sizi saracak.


Neuschwanstein kalesinin cook uzun ve huzunlu, romantik bir gecmisi de var. Bavera krali II. Ludwig kisilik bunaliminin esigindeyken yaptiriyor. Evlenmesine ragmen karisina dokunmayan (!) Ludwig, kendisini tum hayattan soyutluyor ve kendisine kale olarak buranin yapilmasini en yakin arkadasi hayrani oldugu muzisyen,unlu operaci Wagnerden istiyor. Kim bilir belki de ask yuvasi olacakti ;)


Ludwig oldugunde kalenin yapimi bitmemis oluyor tabiki fakat,yine tarihine sahip cikip rahat duramayan Almanlar bi sekilde bitiriyorlar burayi ve su anda bu kale gunde ortalama 6000 turistin,evet yanlis duymadiniz, ziyaret yeri oluyor.


Hohenschwangau kasabasinda taaaa tepede yer alan bu kaleye cikmak da bir o kadar zahmetli;hos gerci otobus de kullanilabiliyor fakat dogayla basbasa olmak acisindan yurumek daha eglenceli :)



Aslinda iki kale var bu yukarda gorunen babasi Maximilian in oturdugu kale:)) OOhh di mi, insanlarin sehirlerde savaslarda oldugu yillarda hiic bir seyden habersiz buralarda yasiyorlarmis.


Yuzlerce metre cikip karsilastiginiz manzara, yagmurlu bir gunde de olsa cektiginiz iskenceye degdigini hissettiriyor size. Ayaklarda hissedilen hafif agri ve yagmurda islanan keten ayakkabilar bile bu dusuncelere engel olamiyor o derece :)


Bu kale oyle meshur oyle meshur kiii, Disneyland in Uyuyan Guzel masalina ilham olmus ve o guzel kitapta bu kalede uyumuuusss. Gercekten, acin bakin :) Sleeping Beauty Castle 


Asagidaki kasabaya indiginizde ise kendinizi yaninizdan gecen son model Alman arabalari haric (:)) Orta Cag da gibi hissediyorsunuz. Yol uzerinde gordugumuz sapkaci teyze de bunu ispatliyordu.

Son olarak kale Almanya nin pullarinda yer almis ve hatta yanlis anlamadiysam 2002 de dunyaya yaklasan bir meteora da kalenin adi verilmis :))


Kendimi masalimsi anlatimla doldurmam gereken bir possta gibi hissettim fakat hic o modda degilim, oturup karnabahar tarifi denemem lazim.
Benden bu kadar..

September 11, 2011

Pub Crawl!!

O yogun bogucu gunun aksaminda bizi tek kurtarabilecek sey Agustiener weiss bier olabilirdi :)
Almanlarin meshuuur geleneksel ickisi olan bira turu katilabileceginiz en eglenceli etkinliklerden biri olsa gerek. 
Munih in tum dunyada bilinen etkinligi October Fest in nereden geldigini, nasil bira icildigini, bira sarkilarini, yapim asamalarini ve cook meshur bira icilen mekanlari gormek isterseniz size yine newmunichtours un Pub Crawl etkinligini onerecegim.


Munihin en gozde bira icilecek yerlerinden birisi Hofbrauhaus. Burda ooyle 33 luk 50 lik bira icmek filan yooook. Ictin mi tam iceceksin. Taam 1 L geliyor. Bardaklarin ozel bir adi var `mass`. Valla o insanlar litrelerce birayi nasil iciyorlar bilmiyorum.



Yok ben weiss bier (bugday birasi sanirimm) icmek istiyorum derseniz ozel badaginda geliyor. (Tavsiye ederim favorimiz Agustiener).


Almanya nin bir diger vazgecilmez ickisi ise tabiki de Jagermeister. Bircok (!) hastaliga ve hazimsizliga iyi gelen bu likor onlarca farkli bitki ve baharatin karisimindan elde ediliyor ve bir koktey ickisi olarak kullaniliyor-mus. Hakikaten de icince alkolden ziyade sanki oksuruk surubu icmis gibi hissediyorsunuz. Az zamanda cabuk sarhos olmak isteyen arkadaslar,litrelerce bira icip tuvalet sirasi bekleyecegine bikac Jager shot yapsa cok daha mantikli olacak bence :)




Son olarak bi sure sonra guruptaki herkes eglenmeye basliyor tabiki de. Bilmeyenlere dip not: turda surekli bi bardan digerine devam ediyorsunuz Pub Crawl dedikleri sey de bu oluyor. Hatta evlilik oncesi partilerde de yapilan bir organizasyonmus bu. 


Ve gruptaki arkadaslardan bir ani :)

Bugun cok bilgilendirici bir gun oldu biliyorum fakat October Fest in baslayacagi su gunlerde bu bilgiyi de paylasmadan pazar gununu noktalamak istemedim.
October Fest nasil basladi acaba hic merak edeniniz var mi??
1810 dan bu yana Prens Ludwig ve Prenses Teresa nin evliliklerinin onuruna halk tarafindan kutlanmaktadir. Yani aslinda insanlarin onlar icin kadeh kaldirmalari ne garip degil mi? sonrasinda da bir festival halini almis iste. Daha detayli bilgi :) tabi ki www.wikipedia.org :))
Iyi bir hafta diliyorum herkese....



Dachau..

Anlatip anlatmamak arasinda kaldigim gezi. 
Bir ulkenin tarihinde geride biraktiklarini bu kadar iyi koruyup, gecmisiyle yuzlesebilmesi, insanliga ibret olarak gosterebilmesi her ne kadar `vay be adamlara bak` dedirtse de, kapidan ilk adiminizi attiginizda orada neler olmus olabilecegini dusunmek fazla milliyetcilige, fazla irkciliga, fasizme olan nefretinizi bir kat daha artiriyor.
Dachau Concentration Camp
Munihin 16 km uzaginda Dachau kasabasinda acilan ilk Alman Nazi Konsantrasyon Kampi.. Adi uzerinde concentrated..yogun,tikisik..uzerinize o hava hemen cokuveriyor..


Hayat guzeldirSchindler`s List gibi filmlerle izledigimiz gunler gozunuzun onune geliveriyor ve sizi uzerinde `Arbeit Macht Frei` yazan demir kapi karsiliyor...






Calismasalar verimsizlikten,calissalar yorgunluk ve acliktan olecegini bilmeden bu kampa getirilen yuzbinlerce insanin o zamanki hallerini gormek bile insanin tuylerini urpertiyor.
































Yukaridaki fotograf kampin acilisinda iceri alinan ilk insanlar..
Bu kampa kimler mi alindi,kimler degil ki..Yahudiler her ne kadar Holocaust kendilerine yapilmis bir soykirim gibi gosterseler de,bu kamplar butun Avrupa daki engelliler,homoseksueller, yaslilar, ve kimbilir tipi hoslarina gitmeyen baska sayisiz insani da tarihten yok etmistir.






Yukaridaki harita hangi yilda bu kampa ne kadar insanin getirildigini gosteriyor ve ulkelere gore dagilimini. Evet sizin de dikkatinizi cekti degil mi,Turkiye den BILE 23 insan var bu listede.


Bu kamplarin amaci, calisma sistemi, ikinci dunya savasi sebepleri,gelisimi,sonuclari cook uzun hikayeler. Fakat yolunuz Munih e duserse bu tura katilmanizi siddetle tavsiye ediyorum. New Munich Tours bu konuda cok profesyonel. Kitaplarda yillarca okuyup ezberleyip iki gun sonra unuttugumuz konulari burda buyuk bir ilgiyle dinliyor, Almanya nin Hitler egemenligine aslinda bir demokrasi ile gectigini,secildigini, sinirlarinin neredeyse Turkiye ye kadar yaklastigini goruyorsunuz.



Kampta olanlara geri donecek olursak, Hitlerin ustun irk yaratmak hayaliyle kurdurdugu bu kamplarda yasayan,yasamak zorunda kalan insanlarin yasam mucadelelerini de gormek cok zor olmuyor kalintilardan. Insanlar 10 ay boyunca 1 m2 lik alanlarda sadece ayakta durarak yasamak zorunda birakilip, en sonunda krematoryumlarda, gaz odalarinda oldurulup yakilip yok edilmis.












































































Ve isin en garip yani ne bence biliyor musunuz. Bunlar binlerce, yuzlerce yil once filan degil sadece 50-60 yil once yasaniyor. Kamptaki organizasyon, kurallar, insanin agzini bir karis acik birakacak cinsten. Alman disiplinini bir kez daha goruyorsunuz. Insanlarin eline sonsuz yetki verildiginde,nasil bir yaratiga donusebilecegini bu kampta bir kez faha farkediyorsunuz. 


1933- 1945 yillari arasinda acik kalan bu kampta olanlari buradan anlatmak mumkun degil tabiki. Ama her ne kadar usenseniz de, iciniz burulsa da gidip gormek gereken bir yer. Ve sonrasinda yasadigimiz ulkede olanlar birlestirip BIR kez daha dusunmek gerek.


Sonrasi mi? Kampa Amerikan ordusu geliyor ve insanlari kurtariyor. Tabi salgin hastaliklardan dolayi insanlari direk cikaramiyorlar ve bir cogu da bu sirada oluyor. 
En cok merak ettigim konulardan biri de ordaki calisanlarin ne yaptigi idi ! Bir cogu kaciyor ya da intihar ediyor!!!


Kampin sonundaki bu heykel ise kampta bulunanlarin yapmalarinin yasak oldugu butun hareketleri ve durusu temsil ediyor.






Basi yukarda, elleri ceplerinde, uzerinde mont ve ayakkabilariyla....


Sonrasi mi?? Butun gun kendinize gelemiyorsunuz evet..


Simdi bu bos pazar gununde ne yapacagim diye dusunmektense bir saatligine de olsa zamaninizi bu konuya ayirin,okuyun, anlayin...
Iyi pazarlar..


http://en.wikipedia.org/wiki/Dachau_concentration_camp

http://tr.wikipedia.org/wiki/Holokost













August 18, 2011

Eau de Cologne..


Cuma gunu basima gelenlere aldirmadan kendimi Almanya nin en buyuk 4. sehri olan Koln e attim. Mitfahrgelegenheit.de saolsun :) neredeyse hic plan yapmaniza gerek kalmiyor,tren biletlerini dusunmenize bile gerek yok.Buyuk sehirlere giden birileri mutlaka var.

Butun sehri gezmek icin sadece bir gunum olmasina ragmen gorduklerim bu sehre bayilmama yetti de artti bile. Insan Avrupa da dolasirken hersey birbirinden ne kadar farkli olabilirki diye dusunmeye basliyor,fakat bu sehir gercekten butun bu dusuncelerden sizi uzaklastiracak ve cok eglenceli bir haftasonu gecirmenizi saglayacak.

Cologne deyince akla ilk Kolner Dom geliyor ,harika bir goruntu gece ozellikle (google images de ararsaniz gorursunuz :)) Gunduz tepesine cikmak mumkun, 300 bilmem kac merdiven cikmayi goze aliyorsaniz neden olmasin :)











Hemen arkasindan kendinizi Almanyanin muhtesem cikolatalari ile bulusacaginiz Imhoff-Schokoladenmuseum a atabilirsiniz. Cooook eglenceli bulacaksiniz:) Hem cikolatanin nasil yapildigini an be an izleyebiliyorsunuz hem de o mutluluk kaynagini tadabiliyorsunuz en sonunda..:)) hem de cikista dunyanin farkli yerlerinden gelen kakaolarla yapilan cikolatalari satin alabiliyorsunuz.



This time chocalate modules instead or solar ones for energy :)))


Buralara kadar gelmisken o meshuuuuur 0.2 cc de gelen Kolsch birasini icmeden olmaz. O kadar az gelmesinin sebebini 70 lik degil de 50 lik icenler tahmin edebiliyordur sanirimmm :)



Tren istasyonuna giden meshur koprunun uzeri ise binlerce kilitle dolu,uzerinde ise ciftlarin adi yazili. Bazilari sol altta oldugu gibi abartmis :)) Ustteki yazi ise benim esas hosuma giden ayrintiydi...
Hayatimizdaki her seyi gostererek digerleriyle paylasarak yasadigimiz yillarda,ASK i da baskalarina ispatlama cabasinda olan sadece biz Turkler degiliz anlasilan. Dunyanin heryerinden gelen turistler burda bir hatira birakmislar..

Benim vaktim bunlarin yanisira karnimi doyurmakla ve uzuun suren dost sohbetiyle gectigi icin cok firsatim olamadi fakat diger gezilebilecek yerler:

Farina Fragnance Museum; Eau de Cologne    Koln un isminin buradan geldigini anlamak zor degil. Oncesinde biraz okuyup giderseniz daha da eglenceli olabilir.

Kolner Seilbahn (Cable Car); Ren nehri ni cable car ile gecmek isterseniz mukemmel bir eglence,romantik bile olabilir. Indiginizde hayvanat bahcesini ziyaret etme sanisiniz da olabilir.

Bir cok modern art muzesinden biri Museum Ludwig.







Vee en onemlisi zifiri karanlikta yemek yeme sanisini bulabileceginiz Unsicht Bar i mutlaka ziyaret edinnn. Berlin Hamburg ve Koln de olan bu barda tamamen karanlikta yemek yiyorsunuz,sormayin nasil :)) rezervasyon yaptirmak o kadar zor ki bir ay oncesinden yer ayirtiliyormusss. Bi bakin derimm..

Ankara ya gitmeme sayili gunler kala Almanya nin igrenc havalarindan dolayi Agustos ayinda yakalandigim grip, daha uzun anlamli ve eglenceli postlar yazmami bu seferlik engelledi;fakat bir dahakine...

PS: Elif safak iskender e devamm....

August 13, 2011

Incir Receli Guzeldir..

Bu filmi izlemeyen kalmamistir umarim..


Izleyenler izlemeyenleri izlemeye ikna etsinler lutfen,pisman olmayacaksiniz. 


Oyle ki insan sonrasinda kendini, insanlarin gercekten de bes kurus etmeyen onyargilarini, bir insanin ne kadar sevilebilecegini dusunmeden edemiyor. Oyle romantiktir bize uymaz deyip de gecmeyin baylar. Bazen her sey ayrintilarda gizlidir,biraz daha ince dusunebilmeniz icin bir sans..


Filmde her ne kadar eksiklikler bulsam da fazlasiyla izlenmeyi ve alkisi hakediyor..


http://www.youtube.com/watch?v=aGiRffhiE8o


Bu da fragmani, herkese iyi seyirler...
Iyi haftasonlarii...

August 11, 2011

Serenad...


2011 yilindan itibaren Agustosun ikinci haftasi Ulusal Kitap Haftasi olacakmis. Belki okuma aliskanligi olmayan milletimize bir faydasi olur da en azindan etkileyici gorunmek isteyen insanlar hic olmazsa herhangi bir kitabin 56. sayfasini acar ve bir cumlesini okur. Kimbilir belki hosuna gider ve devam eder...

Bu haftanin hatirina ben de cok yakinda bitirdigim kitabi bu benim icin onemli olan sayfada paylasmak istedim.      ~Serenad~
Sen nasil guzel, nasil akici, nasil insani icine surukleyen,soluksuz okunan bir kitapsin.. Zulfu Livaneli nin kitaplarini zaten begenirim sade bir dille yazdigi icin ama bu.. 

Bilmiyorum belki de hikayenin gectigi topraklar uzerinde yasamakta oldugum icin, belki Max la ayni yolda akademisyenlik icin ugrastigim icin, belki mesafelere ragmen askima tutundugum icin belki de huzunlu bitecegini bile bile kendimi okumaktan alikoyamadigim icin bayildim bu kitaba..

Daha once Elif Safak in ~Ask~ adli kitabinda boyle olmustum esasinda. Belki de ne cok abartti diyeceksiniz bilmiyorum..

Usenmezseniz sonrasinda Mavi alay Mimemis Nazi donemleri ile ilgili arastirmalar da yapin, evet cok fazla bilgi var fakat en azindan Wikipedia da cikan Hitler sayfasini bile okusaniz yeter. Bir de uzerine Berlin ziyareti yaparsaniz zaten kesinlikle etkisinden kurtulamazsiniz.

Oyle ki su anda elimdeki Elif Safak in yeni kitabi Iskender e, sirf Serenad in hikayesini unutacagimdan baslayamiyorum :)

Evet abarttim oldukca ama boyle,kitabi anlatmak istemiyorum.Yaglayip balladim, alin okuyun :)Ve Schubert in Serenad ini dinleyinn :)
Sevgili Zulfu Livaneli nin ellerine saglik. Ona en cok yakisan tekrar romanlari ve muzigi..

Ve 56.sayfa dan:
`Barbar` eski Yunancada yabancilar icin kullanilan bir kelimeydi. `Yabanci` anlamina gelirdi.
~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~