March 31, 2011

nice..

Bazen cok canim cekiyor, ben de blogumu oyle guzel guzel fotograflarla donatsam.ceksem cekinsem ahh,birini bulayim hemen yapiciim.
Elde olan i-phonumla ve ona eklenebilen fotograf makinesi applicationlariyla idare ediyorum artik :) Bu arada iphone ile de bir cok sey yapilabiliyor,yakinda onla ilgili de cok eglenceli bi post paylasicam herkesle..


Bugun enstitude oldukca hareketli gunler yasandi,gruba yeni gelecek olanlar; mezuniyeti yaklasanlar;anlatilacak cok sey vardi. Yillarca okuyup bildigim ingilizceyle anlasinca tabi herkesle olaylari takip etmek biraz zor oluyor;cogu zaman "o ne dedi" hmmm peki "su ne dedi" seklinde ilerliyor benim takip calismalarim. 


Arada benimle ingilizce konusma cabasi icinde olan bikac arkadasim da yok degil,onlar da benimle konusarak ingilizcelerini ilerleteceklerini dusunuyorlar sanirsam;hos benim icin oldukca guzel oluyor.


Fakat bugun anladim ki o kadar guvendigim,yillardir hem ortaokul lise de,hem universitede,yurtdisinda heryerde kullandigim dili bile cok da iyi bilmiyormusum.


Yani biz Turklerin klasik huyu,once dili anlamayi ogrenip sonra konusmayi ogreniriz ya..O kismi atlayip konusmaya gectikten sonra is 'vocabulary' yani bizim bildigimiz 'kelime hazinesi' :) ne kaliyor.


Insanlarla konusurken surekli "nice" dedigimi farkettim desemm..Bi olay anlatiyorlar " oh nice"
ya da suraya gittim filan "really?it is nice" ya da haftasonun nasildi "hmmm well it was nice" ya da"you look nice" daha niceleri:P


Karar verdim bu haftasonu adjectives calisacagim..Soyle afilli "oh it was ammazin'" "you are stunning by the way" filan gibisinden havali cumleler kurmak istiyorum artik :)


Almanca da ogrenirsem oooh, hem bir dil bir insan..:)

March 29, 2011

homesick..

Neden bilmiyorum ne blog yazasim var ne de doktora yapasimm..


Bu kadar zor oldugunu hep soylerlerdi de inanmazdim. ilk iki-uc aydan sonra hayat normale donmeye baslar.


Ve anlarsin ki artik ERASMUS ta degilsin. Sen orada yasayacaksin yillarca. Kafanda sorular dolanip durur,


acaba hep bu evde mi oturacagim bunca yil?


Eger oyleyse bisiler mi alsam eve kucuk bi koltuk filan he?


Gerci cok pahali; tasinirsam noolcak peki, onu birak ben donerken ne yapicam bunlariiii??


Bisiklet aliyim en iyisi, ama nerden ki? off bir dil bir insan gercekten, her insanin universite yillarindaki hayali olan alman kulture gitme isini KESKE yapsaymisim ya..


Cok bunalirsam ne yaparim acaba? EVET EVET alisveris :) iyi ki merkezde koca bir alisveris merkezi var..


Annemi ozlersem ne yaparim peki:(( Sanirim haftasonu atlayip gidebilirim Ankara ya, Sehrime. evet evet Almanya da doktora yapmanin en guzel yanlarindan biri bu sanirim.. (haftasonu Ankara surprizim ile butun sevdiklerimi ne kadar cok sevdigimi bir kez daha anladimm..ve Ankara yi ODTU yu ne kadar cok ozledigimi de)


Ya sevgilim? Orasi zaten beni gecelerce uyutmuyor...Yalniz kalmak ne kadar cekilebilir bilmiyorum..


Homesick oldum sanirim evet evet..Daha uzun bir Ankara tatiline iciyorumm!!



March 20, 2011

feiertag in Erlangen..

Pazar gunu gec kalkabilmek gibisi yok,gunu oldurmeyecegimi bilsem butun gun yatacagim neredeyse :) 
sonrasinda gelen geleneksel pazar kahvaltilarimin yerini ise tutabilen yok..hmmm yummy..

Almanya da ve tum avrupada Gazi urunleri olmasa ne yapardik bilemiyorum. Peynir dostu gazi ailesi sizi seviyorumm =)

Bugunu kizlarla dondurma gunu ilan ettik.Bu sogukta dondurma mi yenir demeyin,zaten yapilabilecek herhanigi bir sey yok pazar gunleri..
Spor zamani...Yedigim o dondurmalari eritmem gerekecegi gercegiyle yuzlesmek moralimi bozsa da pazar gunleri spor yapmaya bayiliyorum,thx to youniq again :)

Veee, boyle guzel bir gunun bitiminde yapilabilecek en guzel seylerden biri.. MY favorite series "HIMYM" :)

Herkese iyi pazarlar...


March 18, 2011

On The Way Home :)

Bazen sikayet etmek yerine guzellikleri gormeyi deneyebiliriz diye dusundum. Iste her gun okuldan eve yolculugum :)


Iceri girdigimde butun yorgunluklarim geciyor. Guzel bir yemekse odulum :)
Fotograflar: I Phone um <3..



March 13, 2011

ShiBuMi

Mutlaka okunasi kitap....


Her kitap gibi bi 30-40 sayfa olayi kurguluyor ve bikmadan okumaniz gerekiyor. Ama sonraa...

Birakamayacaksiniz.. Huzur dolu bir pazar gununun gecip gitmesine yardimci olacak.. 

Iyi pazarlar..


March 10, 2011

REcycle!!

REuse, REduce, REcycle! Su anda amaaan zaten bir suru derdimiz var, Ankara'da havalar buz gibi, ev is okul kosturmaca, vatan millet elden gidiyor, aksama ne yemek yapicam gibi seyler gecirdiginizi biliyorum aklinizdan, ama ben ne yapiyim. Bu Almanlar,kis, kar,soguk,yagmur, camur dinlemiyor Recycle yapacaksin diyor. Hem de bunun icin kimi zaman onlarca metre yol katetmek gerekiyor.
Nerde o yemek yaparken elimize geleni ya lavabonun yanindaki yada altindaki dolapta bulunan coplere savurdugumuz aksamlar..
Burda olmuyor iste, haftalik kontrol ediliyormus copleriniz,hatta bu yuzden ceza yazilanlari duydum. Nasil oldugunu hic sormayin aklim almiyor,coplerimizi mi karistiyorlar yani :)
Neyse ki Almanya daha rahat bu konuda.Hollanda da kendinize ait bir kartla cop attiginizi da biliyorum bir arkadasimdan :)
Her cesit cop icin ayri kutular var, renklerini de bilmeniz gerekiyor tabi.


Cok duyarli geliyor kulaga degil mi ilk seferde. Tamam ama istisnalar ne oluyor peki? Mesela sut kutusu ne oluyor? kagit mi plastik mi? ya da icinde hem plastik hem kagit olanlar nereye gidiyor? Offf, cok yorucu..

Cok seker gorunuyorlar degil mi?  Ama tam bir iskenceler cunku bunlar yesil,beyaz ve kahverengi cam icin ayrilmis kutular. Metal ve geri donusemeyecek olanlar icin de var ama hic detaya girmiyorum. Yani copunuzu aksam kapiniza birakmak bir yana,tek basiniza bile cop atmaya gidemiyorsunuz (ya da birkac seferde gerceklesiyor.):) Insanin hep ayni renk cam sisedeki urunleri alasi geliyor bu isi kisa tutmak icin :)

Ilk baslarda cok ugrastim, yok ceza yemeyim yok rezil olmayim die..
Ama sonuccc..
Kafama gore posetlenmis posetler gecenin bi korunde kimsecikler ortalikta yokken, siyah copkutusunda (geri kalanlar buraya atiliyor aslinda) buldular kendilerini. 

Not: Siz yine de elinizden geldigince ozenli olun,kullanilmis pillerinizi ayrilan geri donusum kutularina atin en azindan,ic rahatlatir :)
Iyi geceler..


March 06, 2011

MOVING IN

Her sey buyuk adam olma hayaliyle basladi. Ankara da gecen 20 yilin ardindan kendimi Almanya'nin Erlangen koyunde doktoraya baslamis buldum. Evet koy; sadece daha modern hali. Mulakat icin geldigimde cok tatli, seker, sirin bir Avrupa sehri olarak gorunmustu gozume. Her yerde bisikletli insanlar, her sey duzenli..Aslinda kisa zamanda gordugumuz izlenimlerin pek de dogru olamayabilecegini anladim tasindiktan sonra :)
Valizimi ve cantami evime tasidiktan sonra ilk aklima gelen 25 m2 odamin fotografini cekmek olmustu.
Oldukca modern ve yeni olmasina ragmen odanin icinde kendimi yapayalniz hissettim ve "bu odayi nasil dolduracagim?" diye dusundum.
Yillarca ailesinin yaninda ve el ustunde yasamis biri olarak ev ve evle ilgili isler konusunda cok basarili oldugumu soyleyemem ama is basa dusunce her sey oluyormus aslinda :) 
Ankara da evde kalan arkadaslarima hep ozenirdim,nasil da guzel hayatlari oldugunu dusunurdum. Karisan yok, odani toplamadin die dir dir eden yok,gec geldigine laf eden yok,yok.yok.. Ama gel gelelim bu ev isi beni benden aldi arkadas,temizlik, utu, camasir, yemek, bulasik...hic mi temiz kalmaz bu ev; hep mi hemen mi pislenir?
Bi taraftan da hayatimda ilk defa "benim" olan evimi design cabasi :)
Vee iste ilk asamada ve en cabuk sekilde hallettigim canim evim, odam, studyo dairem ya da her neyse..


Hep kullanmak istedigim Kirmizi, Siyah ve Beyaz evimin renkleri oldu. Bu uc renge bayiliyorum zaten design islerinde. Siyah cok guzel bir taban renk, kirmizi cok iddiali, beyaz ise cok asil. 
Mutfagim kucucuk:) ama cok hos,mikrodalgam bile var. Yemek yapmak cok eglenceli burda.

Oturdugum bina " Youniq" adinda bir isletmeye ait. Oldukca eski, yuksek tavanli; nazi zamanlarindan kalan bir binayi restore edip bu hale getirmisler. Tavana herhangi bir sey yapmak yasak oldugu icin, yerden aydinlatma kullanmak zorunda herkes. Zaten mobilyalarim vardi, lamba, hali, nevresim vb. gibi esyalari kendim almak zorunda kaldim. Simdi soylemesi kolay tabi ama en ufak bir sey bile eksik haline gelmeye baslayinca insan cildiracak gibi oluyor :)

Calisma kismi. Insan yeni bir hayata basladiginda yapmasi gereken coook is oluyor.
Arta kalan zamanlarda ise hem bilimsel gelismelerden kopmamaya,hem de yeni bir seyler 
yapmaya calisiyorum. Yan flut ve Almanca ogrenmek bunlardan birkaci.
En bunalmis zamanlarimda beni kurtaransa tabiki de " Penguen ve Uykusuz" oluyor. Bunlari nasil ele geciriyorsun demeyin, bu konuda cok ozverili bir sevgiliye sahibim sanirim :) Dudullu postasi, Mini Cakal ve Otisabi butun yorgunluklarimi unutturup beni kahkahalara bogabiliyor:)

Her zaman evimde yapmak istedigim bir baska ayrinti da "concept corners" idi. Bunun ilkini ikinci el satis yapan bir yerden renk ve konseptime uygun sallanan sandalyemi bulup sirtimda eve kadar tasiyarak baslattim. Burada kitaplarimi okuyor ve bundan sonra sanirim bloglarimi yaziyor olacagim. Bu kose bana tamamen huzur veriyor. Yastiklarimi ve haliyi "Ingvar Kamprad" amcam saolsun IKEA dan buldum.

Dier kosem ise spor. Yeri gelmisken kaldigim yerin ozelliklerinden de bahsetmek istiyorum. Youniq merkeze ve esasinda her turlu alisveris ve ihtiyac karsilanabilecek seylere yakin bir yerde. Binamin alt katinda bir spor salonu mevcut,ki bu baska nerde var avrupa da bilemiyorum. Almanya nin cesitli sehirlerinde var, ilgilenen arkadaslar linkini bulabilir sayfamda.

Son olarak yeni yeni eklemelere basladigim 'culture&leisure time' kosem, burada da kitap ve filmler yer alacak. Yurtdisinda turkce kitap bulmak oldukca zor fakat yine eger sansli iseniz ve benim gibi bir sevgiliniz varsa bir gun cook cok okumak istediginiz bir kitabi postakutunuzda size gonderilmis olarak bulabilirsiniz :)

Iste boyle. Butun sevinclerim, uzuntulerim, hayal kirikliklarim, mutluluklarim bu odanin icinde gececek bundan sonraki uc yil. Ve de blogumda tabii ki ... :)