February 27, 2012

27 February..

Enerji enerji.. Pazartesilere bu kadar guzel baslansa sanirim her hafta Cuma gunlerini iple cekmeme gerek kalmaz. 
Insanin yasi ilerledikce oturup daha cok dusunuyor evet, fakat yaninda etrafinda genc enerjik eglenceli insanlar oldukca bir anda her seyi unutuveriyor, hayata sariliyor, yasadigi anin tadini cikariyor, planlar yapiyor, tatillere gidesi,gezesi goresi geliyor, kahveyle cheesecake arasina tum dedikodulari sigdiriyor, iki gunlugune de olsa 6 saat yolu tepebiliyor, sirf daha cok eglenilcek diye, tren istasyonlarinda sabahlayip, marketteki yogurtla karnini doyurup,ayaklarini hissetmemecesine gezip fotograflar cekebiliyor.

Iste ben bu yuzden bu gun bir kez daha neden bu meslegi sectigimi tekrar hatirladim :) Canim ogrencilerim, arkidislerim, beni o kadar uzakta bile unutmayan mini mini birlerim:) Sizlerle birlikte ben de buyuyorum. Icimdeki ogretme, paylasma hissi, yasama sevinci, enerjisi zaten icimde olan cocugu tekrar tekrar sol yanindan cimdikleyerek uyandiriyor.

Paylastigimiz zamanlar, paylasacaklarimizin gostergesi oluversin. Siz benimle buyuyun, ben sizinle genc kalayim :)

PS: Nice mutlu yillara kucuk kiz, o kendini bilir :)




February 26, 2012


One Color, One Love <3




Hic bilmedigin anlamadigin bir dilin, muzigin bu kadar romantik ve anlamli geldigi, sanki butun sarkilarin ask uzerine yapildigina bizi inandiran bir dil Fransizca. Ve bunu duydugunda en cok etkilendigin sehir Paris. 

Sevgililer gunu kutlamalari evet cok sacma geliyor belki de cogu insana, ama bunun ozel bir gun olduguna inandirmak istedim kendimi bu yil. Evet her gun oyle olmali, sevdigimizi gostermeliyiz, bla bla. Ama neden bir gun olsun ozel olmasin ki,tabi bu her yil degisken bir gun olabilir o ayri.
Ufak da olsa kutlamalar yapilsa da Sevgili ye sevgililer gunu hediyesi bulmak kadar zor bir sey de yoktur sanirsam. Hep ayni kalpcikler, anahtarliklar, kupalar, fotograflarla suslenmis albumler, takvimler.cicekler, cikolatalar..Evet hepsi zor, ama en zoru da Paris surpriz gezisi ayarlamakmis.

Bilet ve otelin yaninda, Paris hava durumu, tren ucak seferlerinin iptali, Tr de ki hava durumu, sevgilinin ulasamama ihtimali, oteli begenmeme olasiligi, hic anlamadigin bir dilde tren bileti alip transfer ayarlamak, organizasyon, nerde yemek yenir, kahvaltisi iyidir, sarabi guzeldir... Hepsinden zoru da bunu son ana kadar sir gibi saklayabilmek :) 

Paris..Her ne kadar abartiliyor denilse de buyulu bir sehir. Insan sokaklarinda filmde gibi hissediyor, kamera seni tependen cekiyor, sehrin isiklari, Eiffel Kulesi, Sen nehri, kolunda sevgilin, yukselen kamera, bulusan eller, fonda anlamadigin o romantik fransizca sarki..hmmmm...

Fazla soze gerek yok. Love is in the air, Zaman ayirin, Paris e gidin, askinizi haykirin..










Dusunce..

Norah Jones var fonda. Tam da olmasi gereken.. Elimde uzak dogu mucizesi olduguna inandigim yesil cayim icimi isitiyor, yuksek tavanli ve genis pencereli odamdan iceri dolan gunese aldirmadan ansizin bastiran yagmursa aklima onlarla dusunceyi biriktiriyor yine. Aslinda yazmaktan cok okumak istiyorum su anda. 
Boyle cesaretli cesaretli yazilar yazanlara imreniyorum bazen. Aklina geleni kaleme dokebilenlere..Neden bilmiyorum, yazdiklarimdan, yazacaklarimdan korkar hale gelmisim. Sanki siradisi bir seyi hayal edip yazamaz, dakikalarin saatlere donustugu gecelerden bahsedemezmis, iliskileri yargilayip, buyuk sozler edemez, aklina gelen sacmasapan fikri sonuna kadar savunamazmis gibi.
Bizi, bizden once yargilayip, teraziye yerlestiren `insan`, benden once neyi dogru ya da yanlis yaptigimi coktan belirlemis gibi aslinda. 

Evet verdigim karardan pismanim belki de..Zaten insan onu yapmadan dogru ya da yanlis oldugunu nasil anlayabilir ki? Kime gore, neye gore? 25 m2 bir odanin icinde saatler gecirince insanin dusunmeye daha cok zamani oluyormus. Arkadaslarini, yasadiklarini, verdigi kararlari. Hayatin kosturmacasi icerisinde kaybolmayi, buyuk sehir insanlarindan olmayi ozledimm. Dusunmeye vaktinin olmadigi, sabah kalkip ise yetisme cabasiyla zamani harcayip, gunun nasil gectigini anlamadan aksam trafiginde eve gidebilme hayaliyle zamani gecirip, yemek, bulasik,spor, film,sohbetle coktaan gece yarisi ettigin gunleri..

O koca Ankara sokaklarinda, alisveris merkezlerinde pazarini geciren, buyuk spor salonlarinda kosu bantlarinda onlarca kisiyle ter atan, ODTU deki cimlerde,kortlarda kumpir yiyip, Filistin deki kafelerde pazar dedikodusu yapan insanlar: en guzelini yapiyorsunuz. Fazla dusunmek iyi degil, siz keyfinize bakin,zamani tutamayin. Benim burda sizin yerinize de dusunecek cook vaktim var.

Guzel Pazarlar..




February 06, 2012

AC/DC





Nikola Tesla.. Alternatif akimi borclu oldugumuz yuce insan. Bilim adami degil,bir mucit!!
Hayatinda bu kadar bahtsiz olan baska bir mucit daha var midir acaba?? Edison ve Marconi ile tum hayati boyunca verdigi mucadeleleri hayata veda ettikten sonra kazanabilmistir. Sayisiz patenti,bulusu olmasina ragmen kitaplarda adi nadiren gecer ve sadece unit olarak kullaniriz adini..

1800lu yillarin sonunda dogru durust universiteye bile gitmeden kitaplardan her seyi ogrenip,papaz olma yolundayken muhendislik okumak icin evden cikan bu Sirpli genc belki gunumuzde okula gidip de ders bile dinlemeyen insanlara ilham olmali..

Hayatta basina gelenler yuzunden yasadigi cokuntuler onu depresif takintili hale getirdiyse de, bu onun dehasina yardimci da oldu diye dusunuyor hayatiyla ilgili biyografi yazan `Margaret Cheney`. Guvercin besleme takintisini olmasi, Amerika da ki hayati boyunca otelde kalip,butun odalarin 3 ile bolunebiliyor olmasi, New York da ki laboratuvarlarina kestirmeden degil de hep kafasinda olan daha uzun yoldan gitmesi, hayatina hic bir kadin girmemis olmasi acaba bir tesaduf muydu?


Nikola Tesla, hayatinda neden hic kadin olmadigini soran gazetecilere `kadinlar bir cok sey icin ilham kaynagi olabilirler.Bir muzisyen,sanatci, ressam bundan ilham alip muzikler,portreler yapip resimler cizebilir. Fakat bir mucit icin kadin zaman kaybidir. Ilgi ve beklenti icinde olan kadinlarin bir mucidin hayatinda yeri yoktur.` diye cevap vermistir. (Bu sozlerinin uzerine etrafinda dolanan kadin sayisinin arttigini soylememe gerek yok sanirim:))

Hayatta hep ideallerle yasamak gerektigini savunan Tesla, yine bir roportajinda `hepimizin hareketlerini yonetecek ve doygunluga ulasmamizi saglayacak bir ideali olmali.Ancak bu ideal maddesel bir sey degildir, maddeselligi asmamizi sagladigi muddetce bu: Inanc, Sanat ya da Bilim dir.` (Boyle birden dusununce hic bir idealimizin
olmadigini farkettiniz mi siz de:)Tam da bu noktada Time Management yazima refer etmem gerek;okuyunuz)



Sayisiz buluslarinin yaninda, gunumuzdeki telsiz sisteminin oncusu oldugunu, hatta 1.
Dunya Savasi zamaninda Amerika nin savasa    dahil olmasinda Tesla nin yaptigi uzaktan  iletisim sisteminin yardimi oldugunu ve bununla birlikte Almanya, Fransa...nin yenik 

dustugunu, Thomas Edison ile birlikte layik goruldukleri Nobel Odulu nu almayi reddettigini (Edison un AC sistemi ile surekli catisma icinde oldular, garibim butun patentlerini kaptirmiss) biliyor muydunuz??

Daha o kadar cok sey var kii... Gercekten enteresann..
Eger azicik da olsa ilim bilim le alakaniz varsa, hayat hikayeleri okumaya merakli iseniz
Bu aralar benim yaptigim gibi `Zamanin Otesindeki Deha Tesla`yi okuyun....
Pisman olmayacaksiniz:)
xxxx

February 05, 2012

Blue Valentine


Dean: I feel that men are more romantic than women. When we get married we marry with one girl cos we will resist it,  the whole way. Till we meet one girl and think ` I would be an idiot if i don`t marry this girl,she is so great.`

But seems that girls get to a place where they decide and pick...pick the best options, or something. Like, I know girls who got married and they are like `he`s gotta good job`.
They spend their whole life looking for Prince Charming and then they marry the guy that`s gotta good job and stick around it.
-----------------------------------

Filmden alinti Dean: Erkeklerin kadinlardan daha romantik oldugunu dusunuyorum. Biz evlendigimizde, bir kadinla evleniyoruz. O insani gordugumuzde `o kadar iyi ki eger onu kacirirsam tam bir aptalim` diye dusunuyoruz. 

Fakat, gorunen o ki kadinlar bir suru secenegin arasindan secim yapip karar veriyorlar. En iyi opsiyonlari ya da nesneleri.. `Benim esimin cok iyi bir isi var` diyen oyle kadinlar taniyorum ki..
Butun hayatlari boyunca `Beyaz Atli Prens` icin bekliyorlar ve en sonunda iyi bir isi olanla evlenip orda kaliyorlar.



Yanlis da diil gibi mi sanki??Ne dersiniz kizlar?
Aski, evliligi, hayatin rutinini cok guzel sorgulayan bir film.
Siddetle tavsiye edilir.
Iyi pazarlar!!

February 04, 2012

Hiding my heart.


This is how the story went
I met someone by accident
It blew me away
It blew me away

It was in the darkest of my days
When you took my sorrow and you took my pain
And buried them away, you buried them away

I wish I could lay down beside you
When the day is done
And wake up to your face against the morning sun
But like everything I've ever known
You disappear one day
So I spend my whole life hiding my heart away

Drop me off at the train station
Put a kiss on top of my head
Watch me wave
You watched me wave

...Ilaclarla ve migrenimle bogustugum bu haftasonunda bana en iyi gelen sarkilardan.. Bu kadini seviyorum.
Guzel haftasonlari..