July 08, 2011

Rush Hour in NY..




Sicak ve nemli hava, ellerinde canta takim elbiseli Nike spor ayakkabili erkekler, saclari yapili siklik yarisindaki hirsli is kadinlari, yanlarina yaklasmaya korktugunuz buyuk iri cilgin degisik siyahiler, vucudunun her yerine ama her yerine (goz kapagi ve burnunun ustu de dahill)  meyve sepeti, kurukafa ve her turlu garip  dovme yaptirmis insanlar, punkcilar,ve daha Turkiye ye gelmemis muzik akimlarinin daimi takipcileri, asyalilar, parklarda paten kayan yakisiklilar, tas hatunlar, meksikalilar, cinliler, hintliler, her ulkeden turistler, uzakdogu amerika karisimi cocuklar, yasam, enerji, dinamizmmm....bir cumartesi kendinizi Eggs Florentine&pancakes (ve tabiki igrenc sade kahve) ile yapilan American kahvaltisindan sonra Times meydanina attiginizda gorebileceginiz manzara.


  




New York belkide dunyada en cok farkli milletten insan barindiran sehir..
Amerika da tatil yapmanin en guzel yerinin aslinda insanlarin konustugu dili anlamam olacagini dusunuyordum; taa ki NY da her milletten insanin ve tabiki siyahilerin aksanlarini duyana kadarr.. (ki bati yakasinda bu boyle degil)

Her ne kadar siyahi bir baskanlari olsa da, Amerika otekini yaratmis coktan. Siyah insanlari surekli ya yerleri temizlerken, ya metro gorevlisi ya da supermarket calisani olarak goruyorsunuz. Sanirim en kotu islerde de onlar calisiyor hep, cok luks bir restoranin arka cikisindaki kapisinda mola vermis sigara icen zencileri gormek cok da enteresan bir durum degil.

Butun bunlari dusunmeye cok da vaktiniz olmuyor tabi:) Eger benim gibi mukemmel bir guide iniz yoksa yuksek binlarin icinde kayboluyorsunuz. :) Hemen yapilmasi gereken turistik aktivitelere kendimizi kaptirip oncelikle Empire State Building 86th floor, Circle Line ile Tribeca, Statute of Liberty, Brooklyn Bridge i de icine alan bir boat gezisi tamamlaniyoruz. Zaten NY ile ilgili bi fikriniz yoksa sadece bunlari yapmaniz bile tum gununuzu alabilir cunku 800 farkli yol, 23 cesit farkli metro hatti filan var. Ve cook buyuk ihtimalle de yanlis metroya en az bir kere biniyorsunuz:)



Bot gezimizin ardindan en cok yapmak istedigim seylerden biri olan HIMYM bari McGee s e gittik. O kadar sevdigim How I Met Your Mother dizisinin NY da gecen hikayesinin aslinda NY da degil de Los Angeles da setlerde cekiliyor oldugunu ogrenmem hayal kirikligi yaratsa da, McGee s de bi bira icmemize engel olamadi.

Vee yorgunlugun ardindan icilen ickilerle gevseyen vucudumuza Houston Tomson West te Arturos Pizza da mukemmel meatball,basil&ricotta pizza ile enerji depoladik..Sonrasinda bir sey yapmaya haliniz kalmiyor zaten :)

Pazar gunu gelse de kendimi Central Park a atsam die hayaller kurmaya basliyorsunuz :)

No comments:

Post a Comment